Creator: hbs. All rights reserved.

Conference

Thursday, 20. October 2016 – Saturday, 22. October 2016 Save in my calendar

Conference

Kadın Müzesi:

Toplumsal Bellek Merkezi ve Kapsayıcı Mekan Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı

20-22 Ekim 2016 tarihlerinde düzenlenecek Kadın Müzesi: Toplumsal Bellek Merkezi ve Kapsayıcı Mekan Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansında, farklı kapsayıcı konseptlerle çalışan kadın müzelerinin katılımıyla yerel düzeyde kapsayıcılık, küresel bağlamda kapsayıcılık ve barış kültürü olarak tanımlanan üç kategoride, kadın müzelerinin konseptleri tartışılacak.

Kadın Müzesi:Toplumsal Bellek Merkezi ve Kapsayıcı Mekan – Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı, kadın müzelerinin 21. yüzyılda toplumda değişime yol açan bir aktör olarak oynadığı rolü tartışmak için, İstanbul Kadın Müzesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi ortaklığı ile düzenleniyor.

BU KONFERANSI NEDEN ORGANİZE EDİYORUZ? 

Kadın Müzesi: Toplumsal Bellek Merkezi ve Kapsayıcı Mekan – Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı, kadın müzelerinin toplumsal değişimde oynadığı rolü, toplumsal bellek ve kapsayıcı kültür çalışmalarına kavramsal yaklaşımlarını, aşağıdaki başlıklar çerçevesinde tartışmayı amaçlıyor:

 

·         Kadın müzelerinin toplumsal bellek ve farkındalık araştırmaları ve sergileme konseptleri

·         Kadın müzelerinin toplumsal çeşitliliği yansıtan toplumsal bellek sürecini, sürekli yeniden inşa etme konseptleri

·         Kadın müzelerindeki “kapsayıcı müze” olma hedeflerinin tanımları

·         “Kapsayıcı” platform işlevini gerçekleştirirken, kadın müzelerinin işbirliği yaptıkları toplumsal aktörler

·         Kadın müzelerinin, tartışma ve toplumsal katılım platformu olma hedeflerini gerçekleştirme stratejileri

·         Kadın müzelerinin toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı demokratik toplum diyaloğu platformu konseptleri


UNUTMA, HATIRLAMA VE ÇEŞİTLİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİDE KADIN MÜZELERİNİN ROLÜ NEDİR?

Kapsayıcılık

Kapsayıcılık, kültürel çeşitliliği güçlendirir, kültürel çeşitlilik ise toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten demokratik toplumun ön koşuludur. Toplumsal özgürleştirici çalışma konseptleriyle, kadın müzeleri alternatifler sunarak resmî tarihi, kültürü, sanatı ve gündelik yaşam algısını yeniden şekillendirdiler. Toplumu yansıtmadaki farklı yorumlarıyla, toplumlarının üyeleri arasında olduğu kadar, aynı toplumun kadınları arasında da çeşitliliği kabul etmedeki hassalığın gelişmesine ve aktif iletişime destek oldular.

Düzeltici müdahaleler

Bellek ve tarih eşanlamlı değildir. Bellek, yaşamın içinde ve unutma ile hatırlama arasındaki diyaloglara bağlı olarak gelişen bir yapılanma sürecidir. Müzeler, bellek oluşturan  aile albümleridir, fakat bu albümlerde çoğunlukla etnik ve kültürel çeşitlilik eksikliği ve toplumsal cinsiyet yanlılığı vardır.

Alternatifler üreten bir muhalefet mekanı olan kadın müzeleri, toplumsal cinsiyetler arasında ve toplumu oluşturan kültür gruplarının karşılıklı takdir ve saygı zemininde iletişim kurabilmeleri için, eleştirel çalışma konseptleriyle geleneksel müzeleri esinlendirerek, düzeltici müdahalelerde bulundular ve bu tür çalışmalara  halen ihtiyaç vardır.

KADIN  MÜZELERİ  SOSYO-KÜLTÜRÜ NASIL ETKİLEDİ?

Alternatif  muhalefet

Kadın müzeleri ortaya çıkıncaya kadar,  müzeler otoritesi tartışılmayan elit kültür kurumlarıydı. Yürekli, sebatlı ve yaratıcı kadınlar, tarihte kadınları aktif özne olarak sunan “Herstory” konseptini,  özel girişimleriyle kurdukları müzelerinde genellikle gönüllü çalışarak ve çok küçük bütçelerle uyguladılar. Geleneksel müzelerin yanında ve bu müzelerdeki eksikliklere ayna tutan, alternatif müzeler oluşturdular.

Tarihe ve şimdiye farklı bakış

Başlangıçta yerel ve ulusal kültür yönetimlerinin ve geleneksel müzelerin, kadın müzelerini ciddiye almamalarına ve göz ardı etmelerine rağmen, kadın müzelerinin kısa tarihi, bu müzelerin tarihe ve şimdiki zamana bakışta; bir çok başka kadına da geniş ufuklar açtığının örnekleriyle dolu. Bu müzelerde, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çeşitlilik, çevre sorunları, savaş ve barış gibi konular tartışılırken yeni bir dil ve toplumsal cinsiyeti gözardı etmeyen bir tarih anlayışı  geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediliyor.

Değişimde itici güç

Uluslararası Müzeler Konseyi’nin (ICOM),  2008 yılındaki Uluslararası Müzeler Günü teması “Müzeler: Toplumsal Değişim ve Gelişmenin Aktörleri” olarak dile getirilmişti. 2013 yılının teması ise “Müze (bellek + yaratıcılık = sosyal değişim)” olmuştu. Müzeler ve toplum arasındaki bağlantıların önemine ve müzelerin sorumluluğuna işaret eden bu motto, gündemde kalmaya devam ediyor. Bu nedenle resmî tarihe eleştirel bakışlarıyla ve alternatifler modeller sunmalarıyla, kadın müzelerinin sosyo kültüre etkileri daha dikkat incelenmeye değer bir konu olarak önemini koruyor.

Zenginleştirici tartışmalar

Feminist kadın çalışmalarının ve feminist tarih araştırmalarının, kadın bakış açısıyla tarihi yeniden şekillendirmesi, kadın müzelerine giden yolu açtı. Kadınların  tarihini görünmez yapan, kadına müzede bakılacak obje olarak pasif yer veren geleneksel müzecilik anlayışına karşı alternatifler üreten kadınların, müzelerde kadınları görünür kılma çalışmaları 1980’lerde başladı.  1981 yılında Bonn’da açılan Frauenmuseum, “kadın müzesi” tanımını dünyada ilk kez kullanan müze oldu.

2016 itibariyle etnoloji, arkeoloji, tarih, siyaset, sanat, barış, spor ve daha birçok farklı konuya odaklı çalışan tüm kıtalara yayılmış 70’den fazla kadın müzesi bulunmaktadır. Kadın müzeleri, bünyelerinde yürüttükleri araştırmalarıyla ve yorumlarıyla  geçmiş ve şimdi arasındaki ilişkiye işaret ederken, siyasal, ekonomik ve kültürel faktörlerin kadınların günlük yaşamları üzerindeki etkilerini vurguluyorlar, toplumu bilinçlendiriyorlar, hafızayı şekillendiriyorlar,  kadınlara ve genç kızlara rol modelleri öneriyorlar, kadın tarihini gündemde tutuyorlar, günümüz kadın yaşamını görünür kılıyorlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği tartışmalarını müzelere taşıyorlar.

Düşünce ve eylem alanı

Alternatif üreten bir muhalefet mekanı olarak ortaya çıkan kadın müzeleri, sundukları yeni bakış açılarıyla, geleneksel müzelerin toplum, tarih, kültür algısını ve neyin “sergilenmeye değer” olduğu konusundaki anlayışlarını dönüştürmeye zorlarken, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı demokratik bir toplum için de düşünce ve eylem alanı oluşturuyorlar.

Kadın müzeleri 1980’li yılların başında geleneksel müzelerde kadınların temsili konusuna alternatif modeller üreterek çalışmalarına başladılar. Günümüzde ise  artık “güç”, “siyaset”, “ekonomi”, “hatırlama kültürü”, “kimlik”, “çeşitlilik”, “kapsayıcılık”[1] gibi kadın yaşamlarının önemli faktörlerini tartışıyorlar.

Toplumsal bellek, yaşamla bağlantı halinde ve devamlı oluş içinde olan bir süreçtir, sürekli yeniden yaratılması gereklidir. Kapsayıcı prensiplerle çalışan kadın müzeleri, kadın tarihini yeniden yazarlarken, farklı kültürel, etnik ve dini kökenden, farklı toplumsal katmanlardan, cinsel kimliklerden kadınların katkılarını görünür kılıyorlar, toplumun ve  toplumsal değişikliklerin yansıdığı bir mekan oluyorlar. Daha önce kadın tarihinde / hafızasında dışlananlara temsil ve katılım fırsatı sunacak konseptler geliştiririyorlar,  kültürel kapsayıcı kurumlar olarak çalışıyorlar.

İSTANBUL’DAKİ KONFERANSIN KADIN MÜZELERİ AÇISINDAN ÖZEL ANLAMI NEDİR?

Bugüne kadar kadın müzeleri bir çok kez buluştular. Bu buluşmalarda ve kongrelerde, ağırlıklı olarak kadın müzelerinin örgütsel sorunları ele alındı. İstanbul’daki konferansta tartışılması öngörülen içerik, dünya kadın müzeleri gündeminde ilk kez tartışılacak.[2] Halbuki bir çok kadın müzesi yıllardır farklı alanlarda kapsayıcı konseptli içerikler geliştiriyorlar, hatta bazı müzeler kapsayıcı müze olma prensibi ile kuruldular.

İlk kadın müzesinin ortaya çıkışından sonra aradan geçen 40 yılda edinilen deneyimler ışığında, kadın müzelerinin kapsayıcı toplum konseptine katkılarını, uluslararası bir konferans çerçevesinde inceleme ve tartışma zamanının geldiğini düşünüyoruz.

KONFERANSTA NELER YAPILACAK?

·         Dünyanın farklı ülkelerinden kadın müzeleri bir araya gelecekler ve çalışma hedefi ve organizasyon prensibi “sosyal bellek” ve “kapsayıcılık” olan kadın müzelerinde hangi somut projelerle hayata geçirildiğini tartışılacak;

·         Kadın müzelerinin kendi toplumlarındaki farklı kültürleri veya kültürel kimlikleri sunma deneyimleri paylaşılacak;

·         Tarih, sanat, toplumsal cinsiyet, toplumu yansıtma konularının teorik, eleştirel ve uygulama alanları için platform oluşturulacak;

·         Hatırlama kültürü, çeşitlilik, kapsayıcılık prensibi ile çalışan kadın müzeleri arasında iletişim sağlanacak;

·         Kapsayıcı konseptle çalışan kadın müzeleri temsilcileri, müze ve toplumsal cinsiyet konusunda çalışan akademisyenler, küratörler, sanatçılar ve müze profesyonelleri bir araya gelecekler. Ortak ilgi alanı bazında ilişkiler ağı için ortam yaratılacak.


KONFERANS NEDEN KESİŞİMSELLİK KONULU BİR TARTIŞMA İLE BAŞLIYOR?

Kesişimsellik teorisi sosyal kimliklerin çoğul boyutları arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. Sosyal kimliklerin çoğulluğunu kadın müzesi fikri ile tekrar düşünmek, kadın müzelerinde hangi “unutmalar”ın mümkün olabileceğini birlikte görme fırsatı yaratacak. Çünkü “Kadın Müzesi” sıfatını taşımak, bir müzeyi doğrudan kapsayıcı müze yapmıyor. Kadın müzeleri arasında resmî tarih anlayışıyla çalışan, ya da olduğu ülkedeki farklı kadınlık deneyimlerini yansıtmayan kadın müzesi örnekleri de bulunuyor.

Açılış panelindeki tartışma, her kadın müzesinin kendi müze tasavvurunu yeniden düşünmesine neden olabilecek. Kadın müzelerinin kendi ortaya çıkış nedenlerine yol açan taraflılık ya da görmezden gelme hallerinden, kadın müzelerinde nasıl kaçınılabileceğine ışık tutacak. Farklı kadınlık deneyimlerini temsilde uygulanabilecek konseplerin ve toplumsal belleğe kapsayıcı yaklaşımın genel çerçevesini oluşturmamıza yardım edecek.

[1] “Kapsayıcı” terimini ICOM Cultural Diversity Charter (2010); UNESCO Universal Declaration on Cultural Diversity (2001) belgelerinde ifade edilen kapsamda kullanıyoruz. Kapsayıcı müze, toplumun dışlanan birey ya da topluluklarını kültürel temsile dahil eder, görmezden gelinenlerin kültürel katılımına ve görünürlüğüne olanak sağlar.

[2] Dünya kadın müzeleri iletişim ağı The International Association of Women’s Museums (IAWM) 2012 yılında kuruldu. Her iki yılda bir farklı bir ülkedeki kadın müzesinin ev sahipliğinde yapılan toplantılar, kadın müzelerinin toplumda gördüğü kabul, uluslararası kadın müzeleri toplantılarının düzenlenmesi, kadın müzeleri arasındaki işbirliğinin yoğunlaştırılması, International Council ofMuseums (ICOM) bünyesinde kadın müzeleri seksiyonu oluşturulması çalışmaları gibi, kadın müzelerinin  kurumsal yönleriyle ilgili gündem maddelerini içerir.

IAWM’ın düzenlediği toplantılar haricinde 2010 yılında  Viyana’da Gesellschaft für Kulturanalytik`in düzenlediği “Frauen: Museum, Zwischen Sammlungsstrategie und Soziale Plattform” (Kadın: Müze, Koleksiyon Stratejisi ve Sosyal Platform dengesi ) toplantısında  sanatçılar, kültür yöneticileri ve akademisyenler kültür politikalarının geleceği  bağlamında kadın müzelerinin işlevlerini tartıştılar.

Konsept: Meral Akkent, İstanbul Kadın Müzesi

Konferans hakkında daha geniş bilgi için: bilgi.ikm@gmail.com

DÜZENLEYEN KURUMLAR

İstanbul Kadın Müzesi

“Kapsayıcılık”, İstanbul Kadın Müzesi’nin  kurumsal ideali ve  prensibidir. Müzenin çalışmalarının temel  ilkesi kapsayıcı bir İstanbul kadın tarihi tesisine katkıda bulunmaktır.

Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü kent kadın müzesi olan İstanbul Kadın Müzesi, 25 Eylül 2012 tarihinde sanal müze olarak Türkçe, İngilizce, İtalyanca ve Almanca dillerinde açıldı. Geçmişi hatırlamak özellikle kadın bağlamında çok zordur. Geçmişi unutmamak özellikle kadın bağlamında çok önemlidir. Belgesi saklanmayan geçmiş unutulur, değiştirilir, reddedilir. İstanbul Kadın Müzesi, kentin  2675 yıllık kadın tarihine bakışıyla, alternatif  bir model ve  kentin kültürleri arasında bir barış diyaloğu projesidir.

Uzun vadede mekân sahibi de olmayı hedefleyen İstanbul Kadın Müzesi, ziyaretçilerle iletişimini,  hergün müzenin Facebook ve Twitter hesaplarında sanal sergideki biyografiler bağlamında ve Türkçe, İngilizce ve Almanca dillerinde uygulanan “Mini Müze Pedagojisi” programıyla ve yılda bir kez, müzenin “Kadın Kültür Mirası Programı” çerçevesinde düzenlenen uluslararası buluşmalarla sağlamaktadır. Bu bağlamda 2013 yılında Türkiye’nin ilk savaş ve gezi fotoğrafçısı Semiha Es’in 100. doğum günü nedeniyle “Semiha Es – Uluslararası Kadın Fotoğrafçılar Sempozyumu”; 2014 yılında Türkiye’de kadınların üniversitede 100 yılı nedeniyle “Akademide Cinsiyet Eşitliği İyi Örnekler Uluslararası Sempozyumu” gibi etkinlikleri Sabancı ve Koç Üniversiteleri ortaklıklarıyla gerçekleştirmiştir.

İstanbul Kadın Müzesi’nin internet adresi:
http://www.istanbulkadinmuzesi.org/

İstanbul Kadın Müzesi’nin Facebook adresi:
www.facebook.com/IstanbulKadinMuzesi

İstanbul Kadın Müzesi tanıtım videoları:
https://www.youtube.com/watch?v=EeW6TA1RFW4
https://www.youtube.com/watch?v=8sgiQ8_r6ns